Neden bu bloğu şimdi açtım?

“Neden blog açtım?” değil “Neden bu bloğu şimdi açtım?” konusu üzerinden giriş yapmam sanıyorum kendimi ifade edebilmek konusunda bana daha çok yardımcı olacak.

Sanırım zihnimde yer alan “blog” kavramı ile hayatımın uzun yıllarında yer alan “Turquality” i hiçbir zaman bir araya getiremedim. “Blog fazla özgür, Turquality de fazla kuralcıdır” algısını gittiğim bir teşvik eğitiminde kırdım diyebilirim. Bana blog açma fikrini sadece önermekle kalmayıp, önerisinin ertesi günü eğitimde“Hala açmadım gece yattım uyudum deme” diyerek ısrarcı davranan eğitmenimize teşekkür ediyorum bu vesileyle. İsmiyle teşekkürlerimi sunmayı planlamıştım ama kendisinin sonradan çalışma sistemi, hatta iletişimi çok garip gelmişti bana bu yüzden gerekli görmüyorum  🙂 Ama bu konuyu bilahare eğitimlerle ilgili yazımda anlatacağım ki danışmanlık/eğitim aradığınızda nelerle karşılaşabilirsiniz bilin:)

Turquality konusunda kafalar çok karışık farkındayım. Sanırım bu kadar net kurallarla ifade edilmesine ve belli bir “mevzuat” çerçevesinde ilerlemesine rağmen, bu kadar farklı algılanan, bilgi kirliliği içeren, anlaşılması zor başka bir iş yoktur. Hani muhasebecilerle konuşursunuz da asla ne konuştukları anlaşılmaz en fazla ay kapanışı, vergi gibi kelimeleri anlayabilirsiniz ya işte bu da benzer bir durum.

Turquality ve sonrasında diğer teşviklerle ile birlikte geçirdiğim 15 yıl sebebiyle biliyorum ki benim için algılaması, yorumlaması, çözümlemesi artık çok kolay olan bu muhteşem proje; işe yeni başlayan meslektaşlarım, şirket bünyesinde projeyi yürüten yöneticiler, destekten yararlanmak isteyen firma sahipleri/yöneticileri ve konuyu hiç bilmeyen daha birçokları için gayet karmaşık ve anlaşılması güç görünüyor.

Sorularına cevap ararken bu bloğa rastlayacak olanlara bir şekilde dokunabilmeyi, kalpten diliyorum. Çünkü ben vakti zamanında çok ihtiyaç duymuştum.

Bhartrihari’nin söylediği, benim ise bizzat deneyip doğruluğuna inandığım gibi “Bilgi bölüşüldükçe artan bir hazinedir” 

Bhartrihari çok nazik, üstü kapalı aktarmış ben de ekleme yapayım. Her soru sorandan ücret talep etmeyelim, hemen danışmanlık almaları için yönlendirmeyelim bir duralım dinleyelim ne olur:D Dengeyi bulalım 🙂

Sevgilerimle…

BEN KİM OLUYORUM?

Blog sayfalarının olmazsa olmazı sanıyorum ”Ben Kimim?” tarzındaki bölümler.

Bu başlığın altını doldurmak benim için oldukça zor.

Çünkü her insan gibi ben de;

Sadece okuduğum okullardan, eğitimlerimden değil iş deneyimlerimden, işte deneyimlediklerimden de

Sadece gerçekleştirdiklerimden değil planladıklarımdan da

Sadece iş hayatımdan değil sosyal/özel hayatımdan da

izler taşıyorum ve ne mutlu ki hepsinin dengeli bir birleşimiyim.

Bu sebeple kısacık hepsine değinmek en doğrusu olacak sanırım.

Eğitim hayatımın her günü biliyorum ki bugün olduğum insan olmamı sağladı ve her anı bahsetmeye değer. Ancak kendimi anlatmaya başladığım yer hiçbir zaman burası olmadı. Buna iş görüşmeleri de dahil. Başlangıç noktam her zaman yaptığım işi ne kadar sevdiğim, neden bu kadar sevdiğim, bu işi yapmanın bana verdiği haz, motivasyon kaynaklarım, projenin bizimle gelişmesi ve benim bu projede kendimi geliştirmem, 1 sene önceki ile hiç bir zaman aynı noktada olmamam olmuştur.

Bu şekilde başladığım iş görüşmelerinden elendiğim de olmuştur illa ki. Kim nereden bakarsa ordan görmüştür:)

Eğitimlerim

Lisans- Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü

Yüksek Lisans- İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce MBA

Sertifikalar

Bahçeşehir Üniversitesi- Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetimi

Lebib Yalkın-Yatırım Teşviki

PWC-Yatırım Teşvik Mevzuat ve Uygulama

EY- Yöneticiler için finansal raporlama

Paktaş Danışmanlık- ARGE ve Tasarım Merkezi Destekleri

PWC- ARGE ve Tasarım Merkezi Destekleri

Mustafa Caner Sevimli- Dahilde İşleme Rejimi Mevzuat ve Uygulama

Istanbul Institute- Veri Raporlama

İGEME- Uygulamalı Devlet Destekleri

Baltaş- Etkin Zaman Yönetimi, Etkin Toplantılar İçin Etkin Yaklaşımlar, Temel İletişim Becerileri

İş Deneyimlerim

  • 4’ü farklı sektörden olmak üzere 5 firmada Turquality Süreci Yönetimi
  • 5 farklı İhracatçı Birliği (İTKİB,İMMİB,İİB,UİB,EİB) ile Çalışma Tecrübesi
  • 8 farklı Ticaret Bakanlığı Uzmanı ve 9 farklı İhracatçı Birliği Uzmanı ile Çalışma Tecrübesi
  • 4 firmada Turquality Girişi Süreç Yönetimi
  • 3 firmada Turquality ikinci 5 yıllık döneme Geçiş Süreci Yönetimi
  • 6 marka için Gelişim Yol Haritası Hazırlanması ve Sunumu
  • 6 firma için İş Planı Hazırlanması ve Sunumu
  • Yaklaşık 12.400 adet Turquality Harcama Başvurusu
  • 32 kişiye verilen Bireysel Turquality Eğitimi
  • 4 yılı Turquality Uzmanı, 8 yılı Turqualiy Yöneticisi, 2 yılı Teşvik Müdürü olmak üzere 14 yıllık kurumsal firma çalışma tecrübesi
  • 13 adet Türk patrona teşvik ödemelerinin nerede olduğunu aktarma tecrübesi
  • 7 birbirinden ayrı yöneticiye uyumlanıp iş yürütme tecrübesi

Aslında Kimim 🙂

Beni tanıyan 100 kişiye sorsanız minimum 90’ı sakinlik diyecektir.

Çalışmayı, üretmeyi, önce kendime, sonra daha büyük bir yapıya katkı sağlamayı ve bunu bilmenin bende yarattığı hissiyatı seviyorum.

Günün stresiyle günü tamamlamak başarabildiğim ölçüde yapmamaya gayret ettiğim bir durum. Tabii yaş aldıkça bazı şeylerin zorlaştığını da kabul ediyorum. Özellikle metropolde yaşayan, her gün ofis hayatı olanlar için ;ofiste bazı durumları tolere etmek git gide zor bir hale geliyor.

En büyük kozlarımı müzik eşliğinde kahve demlemek, dostlarımla sakince sohbet edebileceğimiz yerlerde vakit geçirmek, kitap okumak, spor yapmak ve mutfakta geçirdiğim zamanlar olarak sıralayabilirim. Ama bazen ofiste sakin kalabilmek için lavanta kesesi kokladığımı, bir toplantı odasında veya sabah işe erken gelip arabada meditasyon yaptığımı da görenler çoktur😊

Bunları sadece esnek bir bireysel gelişim tercihinden değil bir gereklilik olarak ta yapıyorum aslında.Çünkü; teşvik işi başlı başına stres barındırır. Zaman kısıtı vardır, hata yapma lüksü çok çok azdır, şirket sahiplerinin parası söz konusudur, hesap vermeniz işinizin en önemli parçasıdır. Bu durumu yönetemiyorsanız; bir çok şeyden de feragat etmeniz gerekir. Herkes hata yapar işinde. Hayatta olduğu gibi istisnasız herkes. Ama teşvikçinin hatası genelde telafi edilemez, izahı zordur.

Diğer konu; herkes her şeyi çok bilir. Teşvik bilmek yöneticiler için bir artıdır. O yüzden bilmese de biliyor gibi yapar. Yüzünüze yapamasalar da , bilmedikleri iş hakkında arkanızdan konuşmayı çok severler. Özellikle ayrıldığınız iş yerlerinde. Yıllarca emek verirsiniz , her şey bittiğinde birisi gelir kendisini parlatmak için sizin ışığınıza muhtaçtır ve hep sizi konuşur. Başka türlü parlayamayacağını bilir.

Hal böyle olunca stresi, insanları ve duygularınızı, hayal kırıklıklarınızı yönetmeyi öğrenebilmek başarının zaten ilk şartı oluyor. Minimumda tutmak için işi nasıl yönetmeli kısmını ise diğer yazılarda okuruz 😊

 Sevgilerimle